Bizi Takip Edin!

SİNTAD © 2022. Tüm Hakları Saklıdır.

Gezilecek Yerler arşivi - Sinop Tanıtım, Doğa, Kültür, Turizm Derneği

“Ak liman” adını taşıyan denizin içeri doğru haliç yaptığı olağanüstü bir doğa parçası.. Tekneler karşılıklı dizili, uyuyor gibi. Milli Park statüsündeki piknik alanında yemyeşil çimler ve ağaçların etrafına serpiştirilmiş banklı ahşap masalar..

Hiç dalganın olmadığı, balıkçıların sakin ve ritmik bir biçimde ağları ayıkladığı bu cennette, insan fotoğraf çekmeye doyamıyor.

Sinop Merkezine yaklaşık 24 Km. uzaklıkta olup, Anadolu’nun en kuzey uç noktasıdır. Gemilere geçiş kolaylığı sağlamak üzere İnceburun’un en uç noktasında fener bulunmaktadır.

Fener 1860’lı yıllarda Fransızlar tarafından yapılmış. Teknolojinin gelişmesine paralel olarak da önceleri gazyağı, daha sonra da asetilen yakan ve her saat başı mekanizması kurulması gereken fener bugün tam otomatik hale gelmiş. Hava kararınca yanıyor, sabah kendi sönüyor. Fener denizden 38 m yüksekliktedir.

İl Halk Kütüphanesi Dr. Rıza Nur Vakfı’ na ait binada hizmelerini sürdürmektedir. Kütüphane 9 Ekim 1924 yılında yani Cumhuriyetin 1. yılında hizmete girmiştir. Kurucusu Dr. Rıza Nur’ dur. Merhum Rıza Nur Bey, Sulh Murahhası olarak gittiği Rusya ve İsviçre’ de ayrıca hayatının bir bölümünü geçirdiği Mısır ve Fransa’ da Türklük ve Türkiye hakkında yazılan kitapları toplayıp, kurduğu bu kütüphaneye göndermiştir. Bunlar arasında tarihi belge niteliğini taşıyan eserler vardır. Kütüphanede halen 38.455 kitap bulunmaktadır.

Alaaddin Camii Sinop´un fethinden hemen sonra yapılmıştır. 1268 yılında Süleyman Pervane tarafından yeniden onartılmıştır. Çandaroğulları döneminde emsalsiz işçilikte bir minber ilave edilmiş ancak bu minber 1850 de yıkılmış ve parçaları İstanbul Çinili Köşk’e götürülmüştür.

Selçuklu camileri, türbeleri, tamir görmüş ama hâlâ ayaktadır. Her birinin kapısında tarihçesini anlatan sadece Türkçe de olsa birer kitabe yazılmıştır. Bu kitabelerden Selçuklu tarihi hakkında da bilgi edinmek mümkündür.  Ulu Camii, Büyük Camii veya Alaaddin Camii olarak ta anılan bu cami, Sinop il merkezindedir.

Selçuklu dönemi plan tiplerine uygun olarak enine uzanan dikdörtgen, 22×66 metre ölçüsünde, duvarları bir sıra tuğla, bir sıra kesme taştan yapılmıştır. İbadet mekanının üzeri beş kubbe ile örtülmüş, bahçesine şadırvan yapılmıştır.

Sinop Kalesi, Sinop kentinin bulunduğu yarımada üzerinde kurulu kaledir. Kale, MÖ 7. yüzyılda da kenti korumak amacıyla kuruldu. Roma, Bizans ve Anadolu Selçukluları döneminde birkaç kez onarıldı. Günümüzde hâlâ özelliğini koruyan kalenin duvarları 2.050 metre uzunluğu, 25 metre yüksekliği, 3 metre genişliğindedir. İki ana giriş kapısı vardır. Kale duvarı şehri çevrelemektedir. Bu kale şehrin tarihi eserleri arasında öne gelenler arasındadır. UNESCO, 2013’te kaleyi Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil etti.[1]

Sinop’un, Yalı ve Kefevi Mahallerini kuşatan, İç ve Dış limanları arasında bulunan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Bazı kaynaklar kalenin yapımını Hititlere kadar indiriyorsa da bu durum kesinlik kazanamamıştır. MÖ 72 yılında da Pontus Kralı IV. Mithridates Sinop’ta mabet, tiyatro, gimnasium ve saray yaptırmış, şehrin çevresini de surlarla çevirmiştir. Bunları izleyen dönemlerde kale Selçuklu Hanedanı (1215-1218), İsfendiyaroğulları (1434) ve Osmanlılar tarafından da 1451’de onarılmış ve eklerle genişletilmiştir. Bu döneme ait h.612 (1215), h.615 (1218),h.838 (1434) ve h.855 (1451) tarihli onarım kitabeleri kalede bulunmaktadır. Bu kitabelerde surları yaptıran kumandanların isimleri yazılıdır. Selçuklular limanı kontrol amacıyla kaleye bir iç kale eklemişler, burç ve kulelerle de daha güçlendirmişlerdir.

Moloz taş, kesme taş ve tuğla taşlarla harç güçlendirilmiş ve sur duvarları ile iç kale yapılmıştır. Kalenin burçlarını Selçuklu Sultanı I.İzzettin Keykavus 1215-1218 yıllarında yaptırmıştır.

Sinop’un güneyinde, iç limana bakan kale deniz kıyısında birbiri içerisine geçmiş olarak iki bölümden meydana gelmiştir. Kaynaklardan kalenin dört kapısı olduğu öğrenilmektedir. Ancak Evliya Çelebi bu kapıların isimlerini belirtmiş ve onlara iki kapı daha eklemiştir. Bunlar Kum Kapısı, Meydan Kapısı, Tersane kapısı, Yeniçeri Kapısı, Dabağhane Kapısı ve Lonca Kapısıdır. Ayrıca Dış kalede bir de Deniz kapısı bulunuyordu. Bu kapıların her biri ikişer kanatlı demir kapılardır.

Sinop Kalesinin bugünkü durumuna göre, dış kalenin uzunluğu kuzeyde 800 m, doğuda 500 m güneyde 400 m batıda 270 m’dir. Sur duvarlarının kalınlığı 3 m’yi bulmaktadır. Güneydeki iç kale ise 9.500 m²’lik bir alana yayılmıştır. Kuzeydeki iç kale ise 16875 m²’dir.

Hamsilos; Sinop il sınırları içinde, Türkiye’nin en kuzey ucunu oluşturan İnceburun üzerinde bulunan bir koy. Deveci Deresi’nin ağız kısmından karaya doğru 300-400 metrelik deniz girintisidir[1]. Yaygın olarak fiyord olduğu bilinse de[2], Türkiye’de buzullar deniz seviyesine kadar inmediğinden mümkün değildir.

Buzul zamanında Türkiye’deki vadi buzulları dağ zirvelerinden ancak 2200 m aşağıya kadar ulaşabilmiştir. Deveci Deresi son buzul döneminde alçalan deniz seviyesine kadar yatağını aşındırmıştır. Hamsilos, buzul devri sonrasında yükselen deniz sularının dere ağzını basmasıyla oluşan ria tipi kıyıdır[3]. Koyun yukarıdan görünümü fil kafasına benzer. Koydan içerilere gidildikçe çevre ormanlaşır. Hamsilos’a giden tek yol Akliman’dan geçer.

Hamsilos’a halk arasında Hamsoros’da denilir. Sinop’a 11 km uzaklıktadır. Türkiye’nin en kuzey noktası İnceburun’a ise yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Akliman koyunun 1 km kuzeyindedir.